MasterHackz.Org • Hack Forum • Warez Forum • Hack Forumu • Crack Forum • Hacker Forumu • Hack Sitesi

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Sözlerle Atatürk

Atatürk’ün Söylemleri
  • Bu konuda bilinmesi gereken sözleri toparladım. Her Türk bireyinin okuyup kavraması tavsiyemdir.
  • Türklük - Türkçülük
  • Türkiye Türklerindir.
  • Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.
  • Kırk asırlık Türk yurdu, yabancı elinde kalamaz.
  • Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
  • Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın - Atatürk (Kısaca Türk ırkından olmayanı başına geçirme diyor.)
  • Türk kuvvet ve zekasının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur.
  • Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır!
  • Türkçülük öyle şerefli bir bayraktır ki, vatanın her köşesinde durmadan dalgalandırmak her Türk'ün ilk ve milli vazifesidir
  • Türklerin yaşadıkları her yer misak-ı milli hudutları içindedir.
  • İstanbul’da çıkan bir gazeteyi Kaşgar’daki Türk de anlayacaktır.
  • Kanını taşıyandan başkasına inanma. *Irk, aynı kandan gelen ve cismen birbirine benzeyen insanların gösterdiği birliktir. (Atatürk döneminde eğitim kitaplarından)*
  • Türk ve Türkçülük aleyhinde bulunanları ezeceğiz.
  • Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.
  • Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı, “Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi” diyelim.
  • Türk, çetin işler başarmak için yaratılmıştır.
  • Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
  • Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz.
  • Dünya üzerinde Türk’ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.
  • Bir gün ressamlar Türk’ün simasını kaybederlerse yıldırımı alsınlar yapıversinler.
  • Bende bir fevkaladelik veya olağanüstülük görüyor, buluyorsanız bunları sadece ve yalnız Türk olmama, Türklüğüme bağlayınız.
  • Bir Türk, cihana bedeldir.
  • Türk, Türk olduğu için asildir. Çoğumuz büyükbabamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın bilincinde buluruz.
  • Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur.
  • Taş kırılır, tunç erir. Ama Türklük ebedidir.
  • Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
  • Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız.
  • Anasının ve babasının asilliğiyle iftihar eden Tedoz, İtalya yarımadasına inmek isteyen Türk Attillâ’ya, barış görüşmesinden önce sormuş: “Siz hangi asil ailedensiniz ?” Attillâ da ona cevap vermiş: “Ben asil bir milletin evlâdıyım!” İşte benim cevabım da size budur! (Rüşen Eşref Ünaydın, Atatürk; T. Ve D.K.H, S.54)
  • Siyasal varlığımızın dışında, başka ellerde, başka siyasal topluluklarda isteyerek veya istemeyerek yazı birliği yapmış, bizimle dil, ırk, köken birliğine sahip ve hatta yakın uzak tarih ve ahlâk yakınlığı görülen Türk toplulukları vardır. Tarihin bir hadisesinin sonucu olan bu hal, Türk Milleti için elim bir anıdır; fakat Türk Milletinin tarihsel ve bilimsel oluşmasındaki köklülüğü, dayanışmayı asla bozamaz.
  • Bugünkü Türk milleti siyasi ve sosyal topluluğu içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Ancak geçmişin zorba dönem ürünü olan bu yanlış adlandırmalar, birkaç düşman aleti, gerici beyinsizden başka hiçbir millet bireyi üzerinde üzüntüden başka bir etki yaratmamıştır. Çünkü bu millet evladı da tüm Türk topluluğu gibi aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlaka, hukuka sahip bulunuyorlar.
  • Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.
  • Ben, 1919 yılı mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.
  • Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.
  • Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.
  • Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve geniş kapsamlı medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve cihana bildirmek bizim için bir borçtur.
  • Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.
  • Her ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksel Türk! Senin için yükseklik sınırı yoktur. İşte parola budur.
  • Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü araç ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu bütün insanlığa gerçek huzurun temini yolunda kendine düşen uygar vazifeyi yapmakta başarıya ulaştıracaktır.
  • Ölmek isteyen bir milleti hiçbir kuvvet kurtaramaz. Türk milleti ölmek istemez; o, daima yaşayacaktır efendiler!
  • Tüm Türk toprakları kurtulmadıkça durmayacağım.
  • Türk esaret kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır.
  • Türk milleti çok büyük olaylarla ispat etti ki yeniliksever ve inkılapçı bir millettir.
  • Bütün cihan bizi milliyetçi olarak tanır.
  • Tarihimizi tetkik ediniz. Türk'ün çektiği bütün felâketler, maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi öz benliğini, millî varlığını ihmâl ederek nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz bir takım kimseleri kendilerine reis tanıyarak onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasındandır.
  • Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale pozitif bilimdir.
  • Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber, Türk toplumunun hususî seciyelerini ve başlı başına müstakil hüviyetini korumaktır.
  • Türk'ün haysiyet ve onur ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık, ya ölüm!
  • Türk Kadını
  • Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.
  • Tarih, Türk inkılâbını anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu en başta söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli aşamaları içinde de, özellikle kadınların kurtulmasını anacaktır.
  • Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.
  • Türk kadını dünyanın en münevver, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır siklette değil, ahlakta, fazilette ağir, vakur bir kadın olmalıdır. Türk kadınının vazifesi, Türk’ü zihniyetiyle, azmiyle muhafaza ve mudafaaya kadir nesiller yetiştirmektir. Milletin menbaı, hayat-ı içtimaiyenin esası olan kadın, ancak faziletkar olursa vazifesini ifa edebilir. Herhalde kadın çok yüksek olmalıdır. Burada Fikret merhumun cümlece malum olan bir sözünü hatırlatırım: ‘Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.’
  • Türk kadını ruhuna bilmeyen sath-i nazarlar kadınlarınıza bazı isnatta bulunmaktadırlar. Kadınlarınızın hayatta âtılâne yaşadıklarını, ilim ile, irfan ile münasebetleri bulunmadığını, hayât-ı medeniye ve içtimâîye ile alâkadar olmadıklarının, kadınlarımızın her şeyden mahrum kaldıklarını; onların Türk erkekleri tarafından hayattan, Dünya’dan, insanlıktan, kârükisbden uzak tutulduğunu söyleyenler vardır. Fakat hakîkat-i hâl böyle midir? Şüphesiz ki Türk kadınını su suretle görmek, Türk kadınını görmemektir. Ecnebîlerin ve bizi düşman nazarıyla görenlerden tarif ve tasvir ettikleri kadınlar, bu vatanın asil kadını, Anadolu’nun asil Türk kadını değildir. Öyle kadınlar bizim kadınını yanlış görüp yanlış anlatanlar, bilhassa büyük şehirlerimizde, müterakkî, medenî zannedilen yerlerde, bazı Türk hanımlarının manzara-i hâriciyelerine bakarak aldanıyorlar. O kadınların hâricî manzaralarını aleyhimizdeki sûitefsirlere müsait bir zemin olarak alıyorlar. Milletin onların manzara-i hariciyelerinden çıkardıkları manayı bütün bütün Türk kadınlığına teşmil ediyorlar. İşte ilk tashih edilecek hata ve ilk ilan edilecek hakîkat buradadır. Manzara-i hâriciyelerinde düşmanlarımıza ve bilhassa haklı bir sermâye-i tezvir veren manzaralara hepiniz biliyorsunuz ve herkes biliyor ki en ziyade memleketimizin en büyük şehri olan, asırlarca devletin pâyitahtı ve makarr-ı hilâfeti bulunan İstanbul’da tesadüf ediliyor. Düşmanlarımız hükümler veriyor ve diyorlar ki: Türkiye mütemeddin bir millet olamaz, çünkü Türkiye halkı iki parçadan mürekkeptir. Kadın ve erkek diye iki kısma ayrılmıştır. Halbuki bir heyet-i içtimâiye, aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse, terakkî etmesine imkân-ı fennî ve ihtimâl-i ilmî yoktur.
  • Efendiler, içtimai hayatın mebdei, ukdesi aile hayatıdır. Aile, izaha hacet yoktur ki, kadın ve erkekten mürekkeptir. Kadınlarımız hakkında, erkekler hakkında söz söylediğim kadar fazla izahatta bulunmayacağım. Fakat bu mevcudiyeti ulviyeyi bilhassa huzurlarında müsamaha ile geçemem. Müsaade buyurulursa bir iki kelime söyleyeceğim ve siz ne söylemek istediğimi suhuletle anlayacaksınız. Esnayı seyahatimde köylerde değil, bilhassa kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok kesif ve itina ile kapamakta olduklarını gördüm. Bilhassa bu sıcak mevsimde bu tarz kendileri için mutlaka mucibi azab ve ızdırap olduğunu tahmin ediyorum. Erkek arkadaşlar bu biraz bizim hodbinliğimizin eseridir. Çok afif ve çok dikkatli olduğumuzun müdrik ve mütefekkir insanlardır. Onlara mukaddesatı ahlakiyeyi kuvvetle telkin etmek için, milli ahlakımızı anlatmak ve onların dimağını nur ile, nezahetle teçhis etmek esası üzerinde bulunduktan sonra fazla hodbinliğe lüzum kalmaz. Onlar yüzlerini cihana göstersinler. Ve gözleriyle cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir şey yoktur. (Atatürk, İnebolu Nutku’ndan bir parça)
  • Bizce Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.
  • Ben, sadece evlenmek için evlenmek istemiyorum. Vatanımızda yeni bir aile yaşamı yaratmak için önce kendim örnek olmalıyım. Kadın böyle umacı gibi kalır mı? (1923)
  • İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?
  • Bazı yerlerde kadınlar, görüyorum ki başına bir bez veya bir peştamal veya buna mümâsil bir şeyler atarak yüzünü, gözünü örter ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın mânâ ve medlûlü nedir? Efendiler, medenî bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşî vaziyete girer mi? Bu hâl milleti gülünç gösteren bir manzaradır. Derhâl tashîhi lâzımdı.
  • Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.
  • Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şeyi kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür edinmeleridir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa oraya gitmek ve onunla dolu olma zorundadır. İslam ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki bugün kendimizi bir türlü kayıtları bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim, kültür ve diğer hususlarda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileriye gitmişlerdir.
  • Bizim kadın hayatımızda kadının tarz-ı telebbüsünde teceddüt yapmak meselesi mevzu-u bahs değildir. Milletimizde bu hasatsa yeni şeyleri bellettirmek mecburiyeti karşısında değiliz. Belki ancak dînimizde, milletimizde, tarihimizde zaten mevcut olan âdât-ı mergûbeye intizâm-ı cereyan vermek, mevzu-u bahs olabilir. Biz bağlı başımıza, kendi arzumuza, kendi terbiye ve seviyemize göre istediğiniz kıyafeti ihtiyâr eyleyebiliriz. Ancak bütün milletin şâyân-i kabul göreceği şekilleri, bütün milletin hayatında kabiliyet-i tatbîkiyesi olan kıyafetlere her hâlde temâyülât-ı umûmiyede aramak ve o şekillerin muvaffâkiyetini temâyülât-ı umûmiyeye tevâfukta görmek lâzımdır.
  • Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır.
  • Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim' diyemez.
  • Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.
  • Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.
  • Milletin kaynağı, toplumsal hayatın temeli olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir.
  • Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
 
Üst